Hastayım..

Geçen gün yazmıştım üzerimde bir ağırlık var,kendimi tuaf hissediyorum diye.. Dün ve bugün iyice ağırlaştı ve nezle olmuşum bunların sonucunda.:( Yaz gününde de hasta oldum ya aferin bana! Hayatım boyunca bu sene hasta olduğum kadar hiç hasta olmamıştım ne oluyorsa artık.. Off off..

:)

Bundan 1 ay 6 gün önce zayflamak istediğimden bahsetmiştim ve yavaş yavaş bişeylere yapmaya başlamıştım...
Bu sabah aç karına tartıldım tam 54.4 kg olmuşum:) Demek oluyor ki 3.60 gram vermişim:)
Artık bugün gülücükler yüzümden eksik olmaz:)

Boncuk moncuk..

Eskiden uğraşır yapardım büyük bir sabırla ya kendim takardım ya da kardeşlerime hediye ederdim.Arkadaşlarıma yada tanıdıklarıma hediye edecek kadar becerikli olmadığıma inandığım için onlara etmezdim. Ama ne zaman doğumgünüm olsa ne zaman bana hediye alınmaya kalkırsa genelikle çeşit çeşit takılar hediye gelirdi, o zamanlar gümüş daha revaçtaydı bujiteri işleri bu kadar yaygın değildi.( Ayyy bir an kendimi çok yaşlı hissettim:) ) Ben çok mutlu olurdum her zaman..
Zamanla daha sade takılar takmaya başladım yeri geldi hiç takmadığım günler oldu ee haliyle benim takı yapma hevesimde kalmamıştı. Geçen pazar gideyim dedim boncukcuya basit şeyler yapayım da başlıyayım tekrar yapıp şıkır şıkır olmaya:) Aldım geldim eve ama henüz bişey yapmadım:)

..

Bu aralar kendimi bir tuaf hissediyorum.Ağırlık var sanki üzerimde özellikle şu 2 gündür.Halen zayıflamaya çalışıyorum elimden geldiğince yediklerimlerime dikkat ediyorum genel olarak salata çeşitleri yiyorum bu gidişlede baya salata çeşiti öğrendim ve yapmaya başladım ama nedense yedikten sonra midemde şişkinlik hissediyorum..

Bisiklet sürmeye,yüzmeye,yürüyeşe çıkmaya,bolca hareket etmeye fazlasıyla çalışıyorum..

Peki kilo verebildim mi? Bilmiyorum fakat artık hareket ederken çok zorlanmıyorum önceden 2 merdiven çıkınca nefes nefese kalıyordum..

Umarım verebilir kurtulurum şu kilolarımdan!!

Poe Gölgesi- Matthew Pearl



Hala okumakta olduğum Poe Gölgesi'nin yazarı Matthew Pearl, daha önceden ismini hiç duymadığım halde sadece kitabın kapak kısmında DAN BROWN'ın ismi geçtiği için almıştım..

''Matthew Pearl edebi romanların yeni parlayan yıldızı-çarpıcı,yaratıcı ve de çok da yetenekli bir yazar.'' DAN BROWN.

Kitabın konusu; Quentin Clark işlerini halletmek için dışarıya çıktığında tesadüfen bir cenaze ile karşılaşır ve öyle bir cenazeyi hiç bir ölünün haketmediğini düşünür. Daha sonra öğrenir ki o cenaze hayranı olduğu yazar Edgar Allen Poe aittir.Ölümünü araştırmakla başlayarak gerçekleri öğrenmek için sadece adalet için herşeyi bir kenara bırakıp Edgar Allen Poe'nun hayatını ve ölümü üzerine bilgi toplamaya başlar..

Kitabı henüz bitirmedim ama akıcı,sıkmayan bir dili var. Ama tavsiye edebileceğim kadar da güzel bir kitap olduğunu sanmıyorum..

Siyah Süt-Elif Şafak


Almadan önce ya acaba doğum sonrası girilen depresyon hakkında yazılan kitabı okumak ne kadar anlamlı, kendimi de sıkıntıya sokar mıyım, almasam mı yoksa ?????? gibi aklımda bir sürü soru ve kuşkuyla almıştım kitabı..
Hatta tam okumaya başlarken kardeşim ya abla kadın doğum süresini ve sonrasını anlatmış sende gitmiş okumak için bu kitabı almışsın Allah için başka kitap yokmuydu demişti!! ve bende her ne kadar belli etmemeye çalışsamda gücenmiştim..
Ama okurken de okuduktan sonra da iyi ki almışım iyi ki de okuyorum dedim..
Hırs Nefs Hanım,Anaç Sütlaç Hanım, Pratik Hanım, Can Derviş Hanım, Sinik Entel Hanım,Şehvet .. Hanım(Şehvet hanımın diger adını unuttuğum için .. yazdım) bu kadar mı eğlenceli olurlar:)
Gerçekten bir çok bayanın içinde böyle iç seslerin olduğuna inanıyorum...Çok içten yazılmış bir kitap.. Yazarlık mı? Kadın olmak mı? Yoksa bir kadın yazar olarak Anne olmak mı? Hangisi zor, hangi seçim daha doğru? Bence Elif Şafak'ın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen hem kadın olmayı hem yazar olmayı hem de anne olmayı çok iyi bir şekilde yürüttüğünü bu kitapta anlatıyor..
Kitabın başında bütün kitaplar unutulmamak için yazılır ama bu kitap unutulmak için yazılmıştır!! dese de unutulacak gibi bir kiatp değil..
Okunmasını tavsiye ederim:)

Sex And The City..

Bir çok kişi Sex and The City hakkında yazdı ve yazılanların üzerine eklenecek bir şey kaldığını sanmıyorum..

Kıyafetler ve ayakkabılar muhteşemdi!

Filmde çok eğlenceliydi!..

Mamma Mia!

Sophie (Amanda Seyfried), annesinin(Meryl Streep) eski bir günlüğünü okuduktan sonra babasının bulma ihtimali ile günlükte geçen 3 erkeği de annesinden habersiz düğününe davet eder.Olay bunun üzerine gelişmeye başlar.

İlk kez bir müzikal film izleme şansı buldum Mamma Mia! ile zaman zaman sıkılsamda müzikler ve oyuncular çok başarılıydı. Salona girdiğimizde sevgilimle beraber sadec 2 erkek vardı:) Sevgilim çok ama çok sıkıldı ben eğlenceli buldum.Bence de daha çok bayanlara yönelikti hele ki salonda 40lı-50li yaşlarda bir kaç turist vardı eğlenmeleri görülmeye değerdi:)

Diyet+Spor..

Spora başladım ciddi ciddi başladımmmm :)
Sabahları 7 gibi kalkıyorum ya 30dk-45dk arası yürüyüş yapıyorum yada bisiklete biniyorum..
Akşamları da aynı şekilde yapıyorum ama süresini daha uzun tutmaya çalışıyorum.
İşyerine de yürüyerek yada bisikletle gelip gidiyorum..
Gün içinde de 500 defa ip atlıyorum ve ofis içinde her yarım saatte bir kalkıp 50 adım atıyorum günde 1000 adıma denk geliyor genelde..
Bunun dışında da egzersiz hareketleri de yapıyorum..
Ayrıca yemeği de azalttım,meyve-sebze ağırlıklı besleniyorum..
İnşallah bu gidişle verecem fazlalıklarımı daha mutlu mesut yaşıyacam.. :)


Canım sevgilim benim, bugün tanışmamızın 2.senesi.Tam 2 yıldır hayatım daha anlamlı seninle... Hayatım da olduğun için,her zaman yanımda olduğun için ,beni destekleyip saydığın için daha da bir çok şey için kısacası herşey için teşekkür ederim bitanem.. Umarım daha çoooookkk uzun yıllar beraber oluruz.. Aslında söylenecek o kadar çok söz var ki ama bilirsin pek anlatamam kendimi,tam olarak düşüncelerimi ve biliyorsun ki SENİ ÇOK SEVİYORUM AŞKIM..

Dikiş..

Dikiş dikmeyi öğreniyorum:) Dün bütün evde annemle beraber birşeyler dikip,yapmak için uğraştık. Annemde çok iyi olmasa da bildiği kadarıyla bana öğretmeye çalışıyor.. Umarım çabucak öğrenirim:)

Kara Şövalye-The Dark Knight




Batman başlıyor ile Batman serisine yeni bir soluk getiren ve son iki filmle yakalanan ciddiyetsiz havayı değiştirip farklı bir kahraman filmine imza atan Christopher Nolan devam filmi Kara Şövalye'nin de yönetmen koltuğunda. Batman, Teğmen Gordon ve Savcı Harvey Dent işbirliği sayesinde Gotham sokakları suç örgütlerinden yavaş yavaş temizlenmeye başlamıştır. Bu başarılı ortaklığın meyve vermeye başladığı sıralarda ortaya çıkan yeni suç dehası Joker'in dehşet saçmaya başlamasıyla Gotham, karmaşanın hakim olduğu eski günlerine dönme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Tekrardan şehri Joker'in yarattığı suç ve dehşet ortamından arındırmak zorunda kalan Batman, varlığının suçluların azalmasına yardımcı mı olduğu, yoksa var olduğu için mi yeni suçluların ortaya çıktığı konusunda kendisini sorgulamaya başlayacaktır. Christian Bale'in tekrardan Batman/Bruce Wayne olarak kamera karşısına geçtiği filmde efsanevi Joker rolü Jack Nicholson'dan Ocak ayında hayatını kaybeden Heath Ledger'a devredildi. Açılışında Ledger'ın anısına yapımcılar tarafından bir de anma yazısı yayınlanacak. Ayrıca izleyiciler, destekleyen salonlarda, açılışı da dahil olmak üzere 6 sahnesi IMAX kamerasıyla çekilen filmi izleyerek IMAX deneyimini yaşayabilecekler.
2 gün önce izlemeye gittik sevgilimle ilk seansta açıkcası sıkıldım ama ikinci seans çok güzeldi yada ben çok şey bekliyordum o yüzden öyle geldi bana.Ama izlenmeye değer bir film.